Profesyonel Hayata Hazırlık - 1
İş hayatından önce, üniversite ve bölüm tercih süreci, staj yeri bulma ve mentorluk alma ile ilgili öneriler.
Sadede Gelmeden Önce Birkaç Söz
dergisinde ilk yazımla hepinizi sevgiyle selamlayarak başlamak istiyorum. Bildiğiniz gibi geçen yıl Ekim ayının başından beri her pazar isimli bir fanzin yayınlıyorum, 39 sayı oldu bile. Substack’in güzel bulduğum taraflarından biri, yazmaya, üretmeye gönüllü insanları birbiriyle tanıştırması, buluşturması. Selim Bey’in davetiyle zaman zaman (şimdilik ayda bir perşembe günleri gibi görünüyor) burada da yazma fırsatı edindim, kendisine teşekkür ediyorum. Aranızda okuyanlar varsa, Kendimce Düşünceler farklı bölümleriyle kelimenin tam anlamıyla bir fanzin formatında ve blogumda yayınladığım kısa bir yazıyı da bu formatın içinde barındırıyor. Her şey hakkında yazmayı seviyorum, gerçekten. Yabancılar “jack of all trades” derler ya (bazen “master of none” diye de eklerler, o da nazar boncuğu olsun), güzel dilimizde “her tarakta bezi var” deriz. Böyle bir rönesans insanı olmayı isterim. Düşüncenin Gücü de her konuda yazıya açık bir yapıda ve kalemi güçlü bir yazar kadrosu barındırıyor. Her konuda yazma hakkımı, öncelikle 16 yıldır aktif olarak iş yazılımları sektöründe çalışan bir bilgisayar mühendisi, yani profesyonel hayata henüz hazırlık yapan gençlere tavsiye verebilecek nitelikte bir nevi ağabey olarak, üniversite ve bölüm tercihi, staj yeri bulma ve mentorluk alma gibi konularda akıllarda soru işareti olabilecek noktaları aydınlatmaya ayırmak istedim. Umuyorum bu satırları okuyan kişilere veya yakınlarına faydalı olur. Yazının başlığını Profesyonel Hayata Hazırlık - 1 koydum. Yani çok tutan film serileri gibi devamı gelir diye düşündüm (Profesyonel Hayata Hazırlık - 2: Açık Ofisin İntikamı gibi aksiyon dozu yüksek bir devam yazısı neden olmasın?). Yazıyla ilgili geri bildirimlerinizi beklerim, bunlara istinaden iyi bildiğim bu konuya dair seve seve ek bilgi ve görüş de paylaşırım. Şimdiden keyifli okumalar diliyorum.Liseden sonra genellikle iki dönüm noktanız oluyor. İlki üniversite ve meslek tercihi. Şimdi genç arkadaşlarımın bir kısmı YKS'den yeni çıkmış, oyun konsolu, deniz, karpuz ve mümkünse kitaplarla stresini atarken bir yandan da akıllarının ucuyla temmuz ayının sonunda yapacakları üniversite tercihini düşünüyorlar, anlıyorum, görüyorum. Kaygı veren bir süreç olduğu kesin, ancak stratejinizi belirleyerek azami faydayı elde edebileceğiniz de bir dönem. Burada uygulayabileceğiniz iki strateji var.
Hedef Üniversite
İlki hedef üniversite seçmek. Prof. Selçuk Şirin'in de Yetişin Çocuklar isimli kitabında yaptığı öneri bu şekilde. Üniversite, yalnızca derslere girip sonunda diploma aldığınız bir yer değil. Her üniversitenin bir ruhu, duruşu, özgür düşünce geleneği var. Sosyal ortamı, kulüpleri, kampüsü, hocaları, özellikle de edineceğiniz yakın çevre ile yaşamınız boyunca irtibatta kalacağınız kontaklarınızın belirlendiği bir yer. Köklü üniversitelerin avantajı, geleneklerinin sağlam, iletişimlerinin kuvvetli olması. O yüzden ülke çapında tanınmış bir üniversite de olabilir, belirli bir bölgenin en köklü üniversitesi de olabilir, ekolünüzü belirleyin ve sıralamanıza göre buradan size en çok uyan bölümü seçin. Bu yöntemin bir avantajı da iş başvurularınız esnasında üniversitenizin bilindik olmasının sizi öne geçirmesi. Unutmayın diplomasını aldığınız alanda çalışmanız gerekmiyor. Sevdiyseniz, yapabilecekseniz ne âlâ ancak üniversiteyi meslek hayatına atılmadan önce uzun bir hazırlık gibi de düşünebilirsiniz. Daha önce Kendimce Düşünceler’in 31. sayısında yer alan Yapay Zekâ ve İşlerin Geleceği yazısında gelecekte hangi işlerin geçer akçe olacağıyla ilgili Future of Jobs raporundaki işveren öngörülerinden bahsetmiştim, okuyabilirsiniz.
Hedef Bölüm
İkincisi, hayalini kurduğunuz ve üniversite düzeyinde eğitim almak isteyeceğiniz bölüm, yani gönlünüzde yatan aslan belliyse, sıralamanız ölçüsünde önceliğiniz neyse buna göre bir tercih yapmak. Örneğin aynı şehirde okumak istiyorsanız kendi şehrinizdeki alternatiflere bakacaksınız. Veya ailenizden uzakta yaşamayı deneyimleme niyetiniz varsa buna göre seçeceksiniz. Burada diyelim bir önceki stratejide anlattığım şekilde köklü bir üniversite denk gelmedi. Önemli değil. Daha yeni üniversitelerin genç ve dinamik, gelişmeleri daha yakından takip eden bir akademik kadrosu olabilir. Böyle hocaları tespit edin ve iletişimde olun. Üniversite hayatı beraber öğrenerek güzel, kafadar arkadaşlar edinin. Yatay geçiş olanakları var, çalışıp bunları kovalayın. Üniversitelerin ERASMUS programıyla öğrenci değişim imkânları var, bunlarla gidip yurt dışında bir dönem geçirin. Kulüplerde aktif olun, insanlarla tanışın. Vaktiniz, isteğiniz varsa bir yandan yarı-zamanlı bir iş bulun, bulamazsanız sivil toplum kuruluşlarında gönüllü faaliyet yapın, bir şekilde tecrübeniz olsun. Yani şöyle yapın, böyle yapın diye geniş geniş yazıyorsun diyebilirsiniz; bunlar etki alanınızı genişletme seçenekleriniz, hiçbirini de yapmayabilirsiniz ve mesleğinizi başarıyla icra edebilirsiniz. Şans denen kavramın ne kadar etkili olduğunu unutmayın.

Stajda Ne Öğrenilir?
Üniversite açıldı, dersler fena değil, arkadaşlık iyi. Geldiniz üçüncü sınıfa. Staj telaşı başladı. Nereden staj bulacaksınız? Şimdi buralar artık kişisel markanızı oluşturmaya başlama zamanınız. İlk CV'nizi hazırlayın. İçinde yaptığınız projeler olsun, illa birkaç proje veya ödev yapmışsınızdır. Not ortalamanız yüksekse yazın. Yabancı diliniz iyiyse yazın (İyi değilse iyi hâle getirin, İngilizce altyazılı film izleyin, İngilizce dergi/gazete okuyun). Hobileriniz ve ilgi alanlarınız olsun. Herhangi bir şeyde birinci olduysanız yazın. Utanıp sıkılmayın, CV bir vaat belgesidir.

Her şey gibi staj da artık kurumsallaştı. Firmalar Youthall gibi kurumlar vasıtasıyla staj başvurusu alıyor. Youthall, iş yaşamından konuşmacıların davet edildiği konferanslar da düzenliyor. Ben de daha önce Mühendislik Kariyeri ve Teknoloji Kariyeri için iki konferansa konuşmacı olarak katılmıştım. Bunları takip edin, ücretsiz ancak kayıt alınmıyor, canlı izlerseniz sektörden bilgiler edinebilirsiniz.
Staj öncesi tam bu noktada stalker gibi firma takip etmek ayıp değil. Stajyer olarak bir firmaya girmek, sonradan aynı yerde işe başlamak için en iyi fırsatlarınızdan biri. Stajı ciddiye alın ve elinizden gelenin fazlasını yapın. Görünür olun, kendinizi tanıtın. İyi bir takım arkadaşı olun. Bir firmaya girdiğinizde burada hangi teknolojiler kullanılıyor, okulda öğrendiklerimi nasıl uygulayacağım, bana hangi staj projesi verilecek gibi sorulardan önce aklınızda bu firma ne iş yapıyor, firmanın değerleri ne, benim değerlerimle örtüşüyor mu ve iş hayatında insanlar birbiriyle nasıl iletişim kuruyor gibi sorular olsun. Bunlara yanıt bulmaya çalışın.
Kime Soracağım?
Günümüzde teknik sorulara yanıt bulmak kolaylaştı. Ancak öğrencilerin en büyük problemi teknik olmayan, söz gelimi iletişim veya kariyer seçimi gibi konular için çevresinde görüş alıp soracağı kimsenin olmaması. Çoğu insan yapay zekâyı bir tür mentor gibi kullanmaya başladı. Eldeki şartlarda makul bir seçim, ancak empati konusunda bir insan kadar henüz yetenekli değil ve önünde çok yolu olduğu görünüyor. Bununla beraber özellikle öğrencilerin mentorluk almasını sağlayan birçok organizasyon mevcut. Örneğin Milyon Kadına Mentor (MKM) programı STEM (Bilim, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik) alanında üniversite öğrencisi veya kariyerinin hemen başındaki genç kadınların sektörün deneyimli isimleriyle tanışıp onlardan ücretsiz mentorluk almasını sağlayan bir program. Ben de MKM mentorlarından biri olduğum için sistemin özellikle genç arkadaşlara faydalarını birinci elden gördüm, gönül rahatlığıyla öneririm. Youtube üzerinde bu konuyla ilgili gerçekleştirdiğimiz keyifli bir sohbet var, izlemek isterseniz buyurun:
Yazının başında demiştim ya, liseden sonra iki dönüm noktanız oluyor, ilki üniversiteye giriş aşamasında diye. İkincisi de üniversite bittikten sonra başlıyor. O da bir başka yazının konusu olsun.
Yazıyı beğendiyseniz kalp butonuna basmayı (❤️), söyleyeceklerinizi yorum alanına yazmayı (💬) ve restack butonunu kullanarak insanlarla paylaşmayı (🔁) unutmayın.
Görüşmek üzere, sevgiyle kalın 👋